Sadece Haber
  • Gündem
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Son Paylaşım
Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
Sadece Haber
  • Gündem
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Son Paylaşım
Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
Sadece Haber
Ana Sayfa Sağlık

Bakan Koca: Kovid-19 vakalarındaki artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 vakalarındaki artışa ilişkin, "İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük illerimizdeki artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış̧ durumdadır." ifadelerini kullandı.

18 Kasım 2020 Çarşamba - 15: 30
0 0
A A
Bakan Koca: Kovid-19 vakalarındaki artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda
Share on FacebookShare on Twitter

Bakan Koca: Kovid-19 vakalarındaki artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda

SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 vakalarındaki artışa iliÅŸkin, “İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük illerimizdeki artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış̧ durumdadır.” ifadelerini kullandı.

SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19 vakalarındaki artışa iliÅŸkin, “İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük illerimizdeki artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış̧ durumdadır. Bu artışı göğüsleyebilmiÅŸ durumda isek de gidiÅŸatı durdurmak için radikal tedbirlere baÅŸvurmamız kaçınılmaz olmuÅŸtur.” ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, SaÄŸlık Bakanlığı ile baÄŸlı kuruluÅŸlarının 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki sunumunda, öncelikle gündemin tüm dünyayı etkileyen pandemi olduÄŸunu vurguladı.

Türkiye’nin, artan nüfusu ile dinamik bir yapı gösterdiÄŸini, uzayan yaÅŸam süresiyle birlikte hızla yaÅŸlanan bir nüfusa sahip olduÄŸunu belirten Koca, “Hızlı kentleÅŸme, içinde bulunduÄŸumuz coÄŸrafyanın göç kavÅŸağında bulunması, yakın komÅŸularımızdaki güvenlik sorunu gibi hususlar saÄŸlık hizmetlerinin yaygınlığı ve sürdürülebilirliÄŸi konusunda son derece dinamik olmamızı gerektirmektedir.” ifadesini kullandı. 

Bakanlık olarak önceliklerinin, topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetleri olduğuna işaret eden Koca, özellikle yaşla birlikte ortaya çıkan hastalıkların, ayakta ve yataklı hasta hizmeti yanında rehabilitasyon hizmet talebinin artmasına yol açtığını dile getirdi. 

Koca, temel sağlık göstergeleri iyileşme sağlarken, hastaya zamanında ulaşılması, yerinde müdahale, ihtiyaç duyulan yatak sayısının ve niteliklerinin artırılması, cihaz parkının genişletilmesi, evde sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi hizmetlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektirdiğini söyledi. 

Bakanlığın bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonra da insanı temel alan bir saÄŸlık politikası izlemeye devam edeceÄŸinin altını çizen Koca, “Amacımız tüm vatandaÅŸlarımıza saÄŸlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir ÅŸekilde sunulmasıdır.” dedi. 

Türkiye’deki saÄŸlık hizmetlerinin yürütülmesinde üniversiteler ve özel yatırımcıların rol almakla birlikte hizmetin büyük bir kısmının bakanlık teÅŸkilatınca yürütüldüğünü anlatan Koca, 934’ü hastane, 8 bini aile saÄŸlığı merkezi olmak üzere 14 bini aÅŸkın saÄŸlık kuruluÅŸuyla hizmet verildiÄŸini bildirdi. 

Bakan Koca, 1 milyon 100 bini aÅŸan saÄŸlık çalışanıyla 83 milyonu aÅŸkın kiÅŸiye hızlı ve kaliteli saÄŸlık hizmet sunmak için uÄŸraÅŸtıklarını aktararak “Tüm insan gücü planlamalarımıza raÄŸmen hekim sayımızda OECD ülkelerine göre geride olduÄŸumuzu biliyoruz. BaÅŸta hekimler olmak üzere saÄŸlık personelinde hızlı bir artış göstermemize raÄŸmen açığımızın bir süre daha devam edeceÄŸi anlaşılmaktadır. ” diye konuÅŸtu. 

Temel saÄŸlık göstergelerinde önemli ilerlemeler kaydedildi”

SaÄŸlık Bakanı Koca, saÄŸlıklı hayat tarzının benimsendiÄŸi, herkesin saÄŸlık hakkının korunduÄŸu, ihtiyaç halindeki herkesin vaktinde ve kaliteli saÄŸlık hizmetine kolayca eriÅŸebildiÄŸi bir Türkiye’ye sahip olmayı hedeflediklerini ifade etti.

Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla içindeki paya göre saÄŸlık harcamalarının geliÅŸmiÅŸ ülkelerin altında olmasına raÄŸmen Türkiye’nin en kapsamlı saÄŸlık hizmeti sunan ülke konumunda olduÄŸunu vurgulayan Koca, sürdürülebilir bir saÄŸlık sistemini kalıcı kılmayı amaçladıklarını belirtti.

Koca, tüm dünyadaki gibi vatandaşların sağlıklarını korumak ve iyileştirmek için harcanan kaynağın yıldan yıla artış göstermesinin bir zorunluluk olduğuna işaret etti. Koca, bu artışa rağmen OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında kişi başı kamu cari sağlık harcamasının düşüklüğünün bir gerçek olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin, genel saÄŸlık sigortasının geniÅŸ kapsamına raÄŸmen saÄŸlık hizmetinin son derece ekonomik olarak sunulduÄŸu tek OECD ülkesi olduÄŸuna dikkati çeken Koca, “OECD saÄŸlık verileri ve Avrupa Komisyonu raporlarında, Türkiye yaptığı saÄŸlık harcamasına göre, saÄŸlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülkedir. 2002’den bu yana temel saÄŸlık göstergelerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiÅŸtir.” deÄŸerlendirmesinde bulundu. 

Koca, saÄŸlıkta geliÅŸmiÅŸlik endekslerinden olan anne ölüm oranının yüz bin canlı doÄŸumda 64’ten 13,1’e, bebek ölüm hızının ise 31,5’ten 6,7’ye düştüğünü bildirdi. 

Vatandaşların ortalama 6 yıl daha fazla yaşam süresine sahip olduğunu belirten Koca, yaşam süresinin uzamasının yaşlı nüfus oranını artırdığına, bunun kişi başına sağlık hizmeti maliyetini yükselttiğine dikkati çekti. 

Koca, evde verilen sağlık hizmeti son dönem hastaları için palyatif bakım gibi yeni sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“2002’den sonra bebek ve beÅŸ yaÅŸ altı ölüm hızını önemli ölçüde ve olaÄŸanüstü bir hızla düşürdük. 2012’den beri çizilen plato 2016’dan itibaren baÅŸlayan yoÄŸun gayretler sonucu yeniden düşüş eÄŸilimine geçmiÅŸtir. Tek bebeÄŸimizin bile önlenebilir bir sebepten kaybedilmesini istemiyoruz. SaÄŸlık sisteminin geliÅŸmiÅŸliÄŸini gösteren en temel göstergelerden birisi bilindiÄŸi gibi anne ölüm oranıdır. Gebelerimizin yakın takibi, özellikle riskli gebeliklerin yönetimi ve doÄŸumların saÄŸlık kuruluÅŸlarında yapılması ile annelerimizin ölüm oranını yüz binde 64’ten 13,1’e indirdik. Önlenebilir nedenle bir tek annemizin bile hayatını kaybettiÄŸi bir ülke olmak istemiyoruz.” 

SaÄŸlıkta cepten yapılan harcamanın doÄŸrudan yansıdığını ifade eden Koca, cepten yapılan saÄŸlık harcamalarının oranı dalgalanma gösterse de genel saÄŸlık sigortasının devreye girmesiyle vatandaÅŸların tamamına yakınının saÄŸlık güvencesi altına alınmasıyla bu oranın yüzde 17’ler seviyesine kadar indiÄŸini bildirdi. 

Koca, Türkiye’nin saÄŸlıkta hızlı bir memnuniyet artışı yakaladığını, bunu kalıcı kılmak için sürekli takip ettiklerini söyledi. 

“7 bin çocuÄŸumuzu, geliÅŸebilecek hastalıklardan koruyoruz”

Türkiye’de saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸimin kolay olduÄŸunun altını çizen Koca, bundan sonraki süreçte bir taraftan kalitenin, diÄŸer taraftan da yeni ortaya çıkacak ihtiyaçlara yönelik saÄŸlık hizmetlerinin geliÅŸtirilmesine gayret gösterildiÄŸini belirtti. 

Sağlık Bakanlığının temel görevlerinden olan koruyucu ve temel sağlık hizmetlerinin bakanlığın her zaman önceliği olduğuna işaret eden Koca, hastalıklardan korunmaya yönelik çalışmaları sürdürürken, belirlenen standartların izlemler, denetim ve ölçümlerle, evde, okulda, iş yerlerinde, insanın olduğu tüm alanlarda sağlıkla ilgili tedbirler almaya devam ettiklerini anlattı. 

Hastane dışı doÄŸumların da büyük kısmının saÄŸlık profesyonelleri eÅŸliÄŸinde gerçekleÅŸen doÄŸumlar olduÄŸunu belirten Koca, “Bakanlık olarak bir yandan güvenli doÄŸumu ön planda tutarken diÄŸer yandan da hastanelerimizde doÄŸumu teÅŸvik ediyoruz. Bebeklerimizin hayata en saÄŸlıklı ÅŸekilde baÅŸlayabilmeleri için erken tanının kritik önem taşıdığı taramaları yürütüyoruz. Ücretsiz demir ve ücretsiz D vitamini desteÄŸini sürdürüyoruz. Bu sayede yaklaşık 7 bin çocuÄŸumuzu, geliÅŸebilecek hastalıklardan koruyoruz. Toplumun temel taşı olan kadınlarımızın saÄŸlığını öncelemeye devam ediyor, içinde bulunduÄŸumuz pandemi sürecinden olumsuz etkilenmemeleri için gerekli tedbirleri alıyor, onların saÄŸlık bilinci ile donatılması ve saÄŸlıklı bir hayat geçirmeleri için programlarımızı titizlikle uyguluyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Gebelik, doÄŸum ve lohusalık süreçlerinde doÄŸum ünitelerinin sunduÄŸu saÄŸlık hizmetlerini her açıdan geliÅŸtirmek ve normal doÄŸumu desteklemek amacıyla anne dostu hastane sayısını her yıl artırdıklarını vurgulayan Koca, gebelerin, güvenli merkezlerde konaklamalarını ve doÄŸumu hastanede yapmalarını saÄŸlayan misafir anne uygulamasında yatak sayısının bin 698’den, bin 740’a çıkarıldığı bilgisini verdi. 

-Sezaryenin gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılığındayız”

Koca, hastanelerde 419 gebe okulunda ve birinci basamak hizmet birimlerinde bin 80 gebe bilgilendirme sınıfında, gebe ve eÅŸlerine yönelik doÄŸuma hazırlık ve danışmanlık hizmeti sunduklarını ifade ederek, “Sezaryenin kadın ve bebek saÄŸlığını riske sokacak ÅŸekilde gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılığındayız. Bu konuda kamu hastanelerinde gelinen düzeye özel sektör ve üniversite hastanelerinde de ulaÅŸmayı amaçlıyoruz. Tüm çabalarımıza raÄŸmen sezaryen oranlarını düşürmede yeterince baÅŸarılı olamadık.” dedi. 

Bağışıklama çalışmalarıyla aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmada ve hastalık yükünün azaltılmasında en önemli etken olduÄŸuna dikkati çeken Koca, GeniÅŸletilmiÅŸ Bağışıklama Programı çerçevesinde, 13 antijenle Türkiye’nin, en geniÅŸ bağışıklama programını uygulayan ülkeler arasında olduÄŸunu söyledi. 

Fahrettin Koca, yıllık 1 milyon 200 bin civarında çocuÄŸun doÄŸduÄŸunu ve nüfus büyüklüğüne göre aşılama baÅŸarısı en yüksek olan ülkelerin başında Türkiye’nin geldiÄŸini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“24 binden fazla birimde aile hekimi ve aile saÄŸlığı çalışanı ile ülke genelinde 8 bini aÅŸkın noktada vatandaÅŸlarımızın saÄŸlığını korumak ve geliÅŸtirmek için hizmet vermekteyiz. Pandemi sürecinde hasta ve temaslı takibinde aile hekimliÄŸinin önemi daha iyi anlaşılmıştır. SaÄŸlıklı hayat merkezi sayımızı 2020 Ekim itibarıyla 207’ye çıkardık. Aile hekimlerimizin hizmet alanını güçlendirecek olan bu merkezler, geçmiÅŸte sadece hastanelerde verilen hizmetlerin daha yaygın bir ÅŸekilde verilebilmesine imkan tanıyor.” 

“Yüzde 34 obezite sıklığı bulunuyor”

Koca, toplum sağlığını tehdit eden en önemli sağlık risklerinden biri olan obeziteyle mücadeleyi sürdürdüklerini, yüzde 34 gibi yüksek bir obezite sıklığı bulunduğunu, yıllar içindeki artış hızı yavaşlama eğiliminde olsa da artmaya devam ettiğini bildirdi.

Obezite merkezlerinin sayısını 2021’de 140’a çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizen Koca, 2025’e kadar obezite ve diyabet artışının durdurulması küresel hedefi doÄŸrultusunda, SaÄŸlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı’nı uygulamaya devam edeceklerini söyledi.

El hijyeninin pandemiden korunmada önemli olduğu gibi sağlık kuruluşlarında enfeksiyonların önlenmesi için de büyük önem taşıdığını vurgulayan Koca, bu konuyu hassasiyetle takip ettiklerini dile getirdi. 

İçme-kullanma sularının kontrolü için ÅŸebeke sularının CoÄŸrafi Bilgi Sistemi üzerinden ulaşılmadık nokta kalmayacak ÅŸekilde elektronik takibini yaptıklarını belirten Koca, “Toplu Beslenme Sistemleri (Toplu Tüketim Yerleri) için Ulusal Menü Planlama ve Uygulama Rehberi ile iÅŸyerleri, kurumlar, okullar, çocuk ve huzurevleri, hastaneler ve cezaevleri gibi toplu beslenme yapılan yerler için gramajları belirlenmiÅŸ, örnek menülerle önemli bir boÅŸluÄŸu doldurmuÅŸtur. VatandaÅŸlarımızın saÄŸlıklı beslenme çabalarına destek olmak, obezite ve bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadelede destek saÄŸlamak için tuz ve ÅŸeker azaltma programlarımızı yürütmeye devam ediyoruz. Fiziksel aktiviteyi destekleyici çevre oluÅŸturma çalışmalarına devam ediyoruz.” bilgilerini paylaÅŸtı. 

“1 milyon 172 bin vatandaÅŸ ücretsiz ilaç imkanından yararlandı” 

Koca, tütünle kararlı mücadele politikalarında iniş trendinin yakalanmasına rağmen istenen düzeye gelinemediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Her yıl artan sayıda denetim yapıyor olmamıza raÄŸmen 2020 yılında yaÅŸadığımız pandemi nedeniyle denetim sayısında bir azalma gerçekleÅŸmiÅŸtir. İçiÅŸleri Bakanlığımızın destekleriyle bin 500 denetim ekibimizde sabit kolluk personeli yer almaya baÅŸladı, bundan sonraki süreçte denetim ekiplerimizde polis ve jandarma kuvvetlerinin daimi olarak yer almalarını saÄŸlayacağız. Sigara içenlere bu bağımlılıktan kurtulmaları için ALO 171 sigara bırakma danışma hattı ve sigara bırakma polikliniklerimizle destek oluyoruz. Bugün itibarıyla faaliyet gösteren sigara bırakma polikliniÄŸi sayısı 721’e ulaÅŸtı. Ücretsiz ilaç imkanımızdan ise ÅŸimdiye kadar 1 milyon 172 bin vatandaşımız faydalandı. ALO 191 UyuÅŸturucu İle Mücadele Danışma ve Destek Hattımızla bugüne kadar 275 bin kiÅŸiye hizmet verdik. Bu süreçte tedavi merkezlerinin sayı ve kapasitesini artırdık. 2014 yılında 21 ilde 30 adet tedavi merkezimiz varken, bu sayıyı 76 ilimizde 129 merkeze çıkardık.”

Sağlık Bakanı Koca, toplumun ruh sağlığının korunmasını ve geliştirilmesine yönelik olarak çok sayıda programla hizmetlerini sürdürdüklerini, Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele Eylem Planını uygulamaya başladıklarını ifade etti. 

Kanserde erken tanının kıymetinin bilinciyle kanser tarama hizmetlerini yürüttüklerini anlatan Koca, “2020 yılında Kovid-19 yoÄŸunluÄŸuna baÄŸlı olarak tarama sayıları azalmakla birlikte 2020 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 3 milyon vatandaşımız tarama hizmetlerinden yararlanmıştır. 658 mobil saÄŸlık ekibiyle belde, köy, mezra ve uzak mahallelerde yaÅŸayanların koruyucu saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸilebilirliÄŸini kolaylaÅŸtırıyoruz.” dedi. 

Koca, Türkiye genelinde kullanılmaya baÅŸlanan Bulaşıcı Hastalık Sürveyans ve Erken Uyarı Sistemi (İZCİ) ile bulaşıcı hastalık sürveyansı ve salgınların erken uyarısına yönelik teknik alt yapının güçlendirildiÄŸini, bildirim oranının yüzde 95’e ulaÅŸtığını vurguladı. 

Bakan Koca, tüberküloz hastalığıyla mücadelenin sürdürüldüğüne, yıllık tüberküloz sıklığı açısından Türkiye’nin, Dünya SaÄŸlık Örgütü Avrupa Bölgesi ortalamalarından daha iyi durumda olduÄŸuna iÅŸaret etti. 

Türkiye’nin sığınma durumunda kalan geçici koruma altındaki misafirlere 29 ilde, 175 Göçmen SaÄŸlığı Merkezinde, 791 saÄŸlık ekibi ile hizmet verildiÄŸini anımsatan Koca, “İhtiyaçlar çerçevesinde insani sorumluluÄŸumuzu yerine getirmeye devam edeceÄŸiz. Hudut ve Sahiller SaÄŸlık Hizmetleri kapsamında halk saÄŸlığı risklerinin ülkemize girmesini önlemek amacıyla uluslararası giriÅŸ noktalarında gerekli her türlü saÄŸlık tedbirini alıyoruz. Yurt dışına giden kiÅŸilere verilen seyahat saÄŸlığı hizmetini yaygınlaÅŸtırıyoruz. Türk ve yabancı gemi adamlarını uluslararası standartlara uygun sertifikalandırıyoruz.” bilgisini verdi. 

Koca, 2021 yılı merkezi yönetim bütçesinde koruyucu saÄŸlık hizmetleri için ayırılan kaynağın 2020 yılına göre yüzde 24,1 artırarak 19 milyar TL’ye çıkarıldığını bildirdi.

“Ambulans sayımızı gelecek yıl 6 bin 340’a çıkarmayı hedefliyoruz” 

Sağlık Bakanlığının ekip ve ekipman olarak afet ve acil durumlara hazır ve dünya standartlarında hizmet sunduğuna dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizin tamamını kapsayan Acil SaÄŸlık Hizmetleri organizasyonu kurduk. 2020 yılı içerisinde 5,5 milyona yakın vatandaşımıza ambulanslarımızla müdahale ederek saÄŸlık tesislerimize naklini gerçekleÅŸtirdik. 5 bin 930 olan ambulans sayımızı 2021 yılında 6 bin 340’a çıkarmayı hedefliyoruz. Standart ambulanslarımızın ulaÅŸamadığı vakalara motosikletli ekiplerle müdahale ediyoruz. 2002 yılından bu zamana kadar ambulans başına düşen nüfusu 107 binden 14 bine indirerek vatandaşımıza daha etkili acil saÄŸlık hizmeti vermeyi baÅŸardık. Önümüzdeki yıl yeni açacağımız istasyonlarla 112 istasyon sayısını 3 bin 100’e çıkaracağız. 2020 yılı içinde 17 helikopter ambulans ve 3 uçak ambulans ile hizmet vermekteyiz. 2008 yılından 2020 yılı Ekim ayına kadar hava ambulansları ile yaklaşık 49 bin vakanın naklini gerçekleÅŸtirdik. ÇeÅŸitli bölgelerde hizmet veren 6 deniz bot ambulansımız ile yaklaşık 23 bin vakanın naklini gerçekleÅŸtirdik. Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekatları kapsamında UMKE ve acil saÄŸlık personelimiz triyaj destek merkezlerimiz ve ambulanslarımızla 24 saat esasına göre kesintisiz hizmet vermiÅŸtir. 23 Eylül 2020’de Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerimiz ile Seyyar Hastane Sistemimizin, Dünya SaÄŸlık Örgütü tarafından uluslararası standartlarda (EMT Tip-2) olduÄŸu tescil edilmiÅŸtir.”

“Aile hekimliÄŸi uygulamasını güçlendireceÄŸiz” 

Somali’nin baÅŸkenti MogadiÅŸu’da yaÅŸanan terör saldırısında, Beyrut Limanı’nda yaÅŸanan patlama sonrasında Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerinin görev aldığını hatırlatan Koca, acil yardım ve UMKE ekiplerinin bu yıl içerisinde yaÅŸanan baÅŸta Elazığ Sivrice depremi olmak üzere, çeÅŸitli afet ve kazalarda olay mahalline erkenden ulaÅŸarak hizmet verdiÄŸini söyledi.

Bakan Koca, İzmir’in Seferihisar ilçesinde yaÅŸanılan deprem sonrasında bölgede 2 helikopter ambulans, 171 acil yardım ambulansı, 68 UMKE aracı, 335 UMKE personeli, 35 adet acil müdahale ünitesi, 3 mobil komuta aracı toplam 917 saÄŸlık personeli ile arama, kurtarma ve acil saÄŸlık hizmetleri yürütüldüğünü anlattı. 

Koca, poliklinik ve acil servislerin nitelikli hizmet vermesinden, nitelikli yatak sayısının artırılmasına, acil servislerdeki yoÄŸunluÄŸun azaltılmasından, hasta ve çalışan memnuniyetinin artırılmasına kullanılan ilaç, malzeme ve cihazların 10 yerlileÅŸtirilmesine kadar, birçok alanda Türkiye’nin daha iyi bir noktaya gelmesini hedeflediklerini dile getirdi. 

Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılmasının kişi başı hekime müracaat sayısını 3 kata yakın artırdığına dikkati çeken Fahrettin Koca, şöyle konuştu:

“Bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonraki süreçte de hedefimiz aile hekimliÄŸi uygulamasını güçlendirerek, ikinci ve üçüncü basamaÄŸa gereksiz baÅŸvuru sayısını azaltmaktır. Hastanelerimizde büyük oranda koÄŸuÅŸ tipi odalardan, hasta mahremiyetinin daha korunaklı olduÄŸu tek ve iki kiÅŸilik, tuvalet ve banyosu bulunan nitelikli odalara geçtik. YoÄŸun bakım üniteleri hızlı ÅŸekilde artarak önemli sayılara eriÅŸmiÅŸtir.

Pandemi mücadelesinde yoÄŸun bakım yataklarının önemi bir kez daha anlaşıldı. YaÅŸamı tehdit eden saÄŸlık sorunları nedeniyle uzun süreli tıbbi bakım ihtiyacı bulunan hastalarımızın için Palyatif Bakım merkezlerini çoÄŸaltıyoruz. Türk Ceza Kanunu’nun 57’nci maddesinde yer alan yüksek güvenlikli saÄŸlık birimleri bakanlığımıza baÄŸlı saÄŸlık tesisleri bünyesinde açılmaktadır. Bu kapsamdaki hastalara bilirkiÅŸilik, koruma, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir. Yanık yatağı kapasitemizi 18 yılda 16 kat artırarak toplamda 569 yataÄŸa ulaÅŸtık. Ağız ve diÅŸ saÄŸlığı teÅŸhis ve tedavi hizmetlerinin eriÅŸilebilirliÄŸini ve etkinliÄŸini artırıyoruz. YataÄŸa bağımlı hastalara, evde tıbbi bakım hizmeti sunarak devletimizin ÅŸefkatli elini uzatıyoruz. Böylece hastane sonrasında da hastalarımızı yakından takip ediyor ve saÄŸlık hizmetinin sürekliliÄŸini saÄŸlıyoruz.” 

Sağlık hizmeti alanında hizmet alanının genişleterek erişiminin kolaylaştırıldığını ifade eden Koca, şunları kaydetti:

“Yüksek teknolojiye sahip tıbbi cihaz kapasitemizi hizmet ihtiyaçları kapsamında geliÅŸtiriyoruz. SaÄŸlık personelinin deneyimini arttırmak ve meslek içi eÄŸitimini pekiÅŸtirmek amacıyla Multidisipliner Simülasyon Destekli SaÄŸlık EÄŸitim ve Uygulama merkezlerinin kurulması ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda İzmir Urla Uluslararası Acil-Afet EÄŸitim ve Simülasyon Merkezi açılmıştır. İzmir’de S.B.Ü. Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesinde Simülasyon Destekli Hastane Eczacılığı EÄŸitim ve Uygulama Merkezinin kurulumu tamamlanmıştır. Sık tüketilen, satın alma ve iÅŸ gücünün büyük kısmını oluÅŸturan tıbbi malzemelerin temininin kolaylaÅŸtırılması ve tüketimde yerlilik oranını artırmak amacıyla Devlet Malzeme Ofisi ile birlikte SaÄŸlık Marketi hayata geçirdik. Pandemi döneminde koruyucu malzeme, kit ve ilaçların hızlı temininde bu modelimizin yararını gördük.”

“Kök hücreleri kendi imkanlarımızla karşılama oranımız yüzde 88”

Koca, kadavradan organ naklinin istenilen düzeyde olmadığını, ancak önemli bir aşama kaydedildiğini vurguladı.

Yürütülen kampanyalarla gönüllü bağışçı sayısının 600 bini bulduğunu ifade eden Koca, organ ve doku bağışı oranını artırmak, organ ve doku bekleyen hastaların bekleme sürelerini kısaltmak için toplumsal ve sosyal duyarlılığı artırmak, kadavradan yapılan organ ve doku bağışı oranlarını yükseltmek amacıyla farkındalık çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

İlik naklinde yabancı ülkelere bağımlılıktan kurtulmak için TÜRKÖK adıyla Ulusal Kemik İliği Bankası’nın kurulduÄŸunu anımsatan Koca, “Nisan 2015 tarihinden sonra yaptığımız çalışmalar sonucunda 695 bin 967 gönüllü bağışçı adayı kaydı yaptık. TÜRKÖK’ün hizmet vermeye başladığı Nisan 2015’ten bu güne kadar 2 bin 314 hastamıza nakil yaptık. Böylece ülkemizde nakil olan hastaların kök hücrelerini kendi imkanlarımızla karşılama oranımız yüzde 88’e ulaşmıştır.” bilgisini verdi. 

Koca, son 10 yılda Türkiye’nin sağlık turizminde dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olduÄŸunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:

“2019 yılında faaliyete geçen USHAŞ ile birlikte sağlık ürün ve hizmet ihracatçılarımızla yeni hedefimize kararlılıkla ilerliyoruz.

Sağlık turizmi konusunda yetkilendirilen sağlık tesisi sayısı 957’ye, aracı kuruluş sayısı 126’ya ulaşmış olup sağlık turizmi alanında tesislerimizi ve aracı kuruluşları yetkilendirmeye devam ediyoruz. 6 dilde 7/24 hizmet veren Uluslararası Hasta Destek Birimi Tercümanlık ve Çağrı Merkezimiz (UHDB) ile yabancı hastalarımıza hizmet veriyor, onlara destek oluyoruz. Kıtalar arasında kurduğumuz gönül bağında sağlığın büyük rolü var. Köklü devlet ve insan olmanın gereği olarak ihtiyaç duyan herkese yardım, bilgi ve tecrübe desteği sağlamaya devam ediyoruz.”

“ABD’den sonra dünyada en fazla dijital hastaneye sahip ülke olduk”

“Dünyanın zor bir sınavdan geçtiği bu günlerde, mazlumlara kucak açma konusunda hiç tereddüt etmedik.” ifadelerini kullanan Koca, gerekli pandemi tedbirlerini alarak 26 ülkeden 445 yabancı hastanın Türkiye’de ücretsiz tedavisinin sağlandığını söyledi.

Sudan, Somali, Nijer ve Bangladeş’te hastanelerde toplamda 494 yatakla hizmet sunmaya devam edildiÄŸini belirten Koca, Filistin ve Kırgızistan’da hastanelerin hizmete hazır hale getirildiÄŸini ve 2021 yılında açılacağını bildirdi.

Koca, “Suriye’de Cerablus, Afrin, Elbab, Çobanbey ve Mare’den sonra, Azez, Telabyad ve Rasulayn’da da yeni hastanelerimizi hizmete açtık. Şu an toplam 8 hastane, 1 ağız diş sağlığı merkezi, 61 sağlık ocağı, 5 dispanser ve 3 mobil sağlık ünitesiyle bölge halkının yaralarını sarmaya devam ediyoruz.” diye konuÅŸtu.

Salgın sürecinin dijitalleşmenin, zaman ve mekandan bağımsız verilen hizmetler ile iletişim ve bilişim teknolojilerinin önemini bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu alanda sahip olduğumuz altyapı ve tecrübe ile ihtiyaçlara çok daha hızlı cevap verebilir hale geldik. Vatandaşlarımız, MHRS üzerinden aile hekimlerine veya istedikleri hastane ve polikliniklere randevu oluşturabilmektedir. MHRS üzerinden 2020 yılının ilk 9 aylık döneminde 86 milyona yakın randevu oluşturulmuştur.

e-Nabız sistemi ülkemizin tüm sağlık kuruluşlarını bilgi sistemleri aracılığıyla birbirine entegre eden bir kişisel sağlık kaydı sistemidir. Pandemi döneminde kurduğumuz dijital sistemlerin altyapısını oluşturmuştur. Halihazırda 27 milyondan fazla vatandaşımız e-Nabız kullanıcısıdır, kendi sağlık kayıtlarına ulaşabilmektedir.

Sağlık bilgi sistemlerinde geliştirdiğimiz projelerle tüm süreçleri birbiriyle entegre ediyor, sağlık hizmetlerinden faydalanmayı kolaylaştırıyor, hizmetlerin kalitesini arttırıyoruz.”

Bakan Koca, güvenli veri akışında ve hasta güvenliğinde en güçlü aracın dijitalleşme olduÄŸuna dikkati çekerek “Bu amaçla hastanelerimizde dijitalleşme seviyesini arttırma yönünde yoğun çalışmalar yaptık. Dijitalleşme konusunda HIMSS kriterlerine göre ‘seviye 6’ hastane sayımız 177’ye, en üst seviye olan ‘seviye 7’ hastane sayımız ise 3’e ulaşmıştır. ABD’den sonra dünyada en fazla dijital hastaneye sahip ülke olduk.” dedi.

“81 proje başvurusu alınmış, 42 proje desteklenmiştir” 

Yerli sağlık teknolojilerinin geliştirilmesinin bütün dünyada güvenliği de ilgilendiren öncelikli stratejik alanı olduğunu aktaran Koca, 2014 yılında kurulan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) kısa sürede kurumsallaşma yönünde önemli adımlar attığını ve bütün bu alanlarda yerli teknolojilerin geliştirilmesi için çalışmalara başladığını belirtti.

Koca, sağlık bilimi ve teknolojileri alanında yerlileşme-millileşme kapsamında 7 farklı alanda proje çağrılarına çıkıldığını anlatarak, şunları söyledi:

“Bu çağrılar ile stratejik önemi haiz aşı ile ilaç, tıbbi cihaz ve tanı kitleri geliştirilerek üretimi hedeflenmektedir. Çağrılar kapsamında 81 proje başvurusu alınmış, 42 proje desteklenmiştir. Ülkemizin ilk ulusal biyobankası ve omik merkezi, Aziz Sancar Araştırma Merkezi bünyesinde kurulmaktadır.

Biyobanka’da biyolojik örnekler ile bunlardan elde edilen moleküller ve tıbbi veriler, korunacak ve saklanacaktır. Omik Merkezi’nde, Iinsanın tüm genom, transkriptom, metagenom dizileme ile protein ve metabolit analizleri yapılacaktır. TÜSEB bünyesinde Klinik Araştırmalar Merkezi kurulmuştur.

Klinik öncesi aşamayı başarıyla tamamlayan aşı adaylarından iki Kovid-19 aşı adayının klinik çalışmaları desteklenmektedir. Ayrıca, klinik öncesi aşamayı tamamlayarak izin süreçleri devam eden aşı ve ilaç adayları desteklenmeye devam edecektir.”

“Ülkemizde ruhsatlı, satışı bulunan ilaç̧ tüketim miktarı 2,4 milyar kutuya ulaştı”

Bakan Koca, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun, toplumun kaliteli, etkili ve güvenli ürünlere ulaşmasını sağlayarak toplum sağlığı açısından son derece önemli bir görevi yerine getirdiğinin altını çizdi.

Kurumun, Uluslararası Uyumlaştırma Konseyi ve Uluslararası İlaç Denetim Birliği üyelikleri yoluyla uluslararası tanınırlığa sahip olduğunu dile getiren Koca, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“2019 yılında ülkemizde ruhsatlı, satışı bulunan ilaç̧ tüketim miktarı 2,4 milyar kutuya ulaştı. Geçtiğimiz yılda tüketilen her 100 kutunun 88’i ülkemizde üretilmiştir. 2020 yılı ilk 8 ay verilerine göre kutu bazından imal ilaç̧ oranımız senenin ilk yarısında yüzde 88’e ulaşmıştır. Sene sonunda bu rakamın daha da artacağı öngörülmektedir. Kutu bazında gittikçe artan bir yerli imal ilacımız olsa da katma değeri daha yüksek ürünlerin yerel üretilmesine ihtiyaç vardır.

Akılcı ilaç̧ kullanımı konusunda son yıllarda yürüttüğümüz etkili saha çalışmaları ile antibiyotik bulunan reçete yüzdesini yüzde 35’ten yüzde 24’e indirdik. 2010 yılından bu yana başarı ile faaliyet gösteren Güvensiz İlaçla Mücadele Kapsamında dünyada alanında bir ilk olan İlaç Takip Sistemimizi daha etkin hale getirmek için İTS bazlı mobil uygulamaları vatandaşımızın hizmetine sunduk.”

“İlacım Nerede” uygulaması ile tedariki kritik ilaçların hangi eczanelerde bulunabileceği bilgisini vatandaşlara gösterdiklerini bildiren Koca, “Ayrıca, yine dünyada alanında tek olan Ürün Takip Sistemi (ÜTS) ile de tıbbi cihazlar ve kozmetik ürünler açısından izlenebilirliği en kapsamlı şekilde takip edecek altyapımızı kurmuş bulunmaktayız. ÜTS’de yaklaşık 4,5 milyon ürünün kaydı bulunmaktadır. 2019 yılında ülkemizin tıbbi cihaz ithalatı yaklaşık 1,9 milyar dolar olup ihracatımız ise 640 milyon doların üzerine çıkmıştır. Son 5 yılda ithalatımız yüzde 15 azalırken ihracatımız yüzde 36 artmıştır.” diye konuÅŸtu. 

“Sağlık çalışanlarının sayısı 1 milyon 100 bini aşmış durumdadır”

Sınırlı insan kaynağıyla, gelişmiş ülkelerdeki standartlarda sağlık hizmeti veren bir ülke olarak kaynakların iyi bir şekilde yönetilmesinin büyük önem arz ettiÄŸini vurgulayan Koca, “Sağlık çalışanlarının sayısı, 720 bini Bakanlığımız bünyesinde olmak üzere 1 milyon 100 bini aşmış durumdadır.” bilgisini paylaÅŸtı.

Bakan Fahrettin Koca, ÅŸu deÄŸerlendirmede bulundu:

“2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük il arasında 13 kat fark var iken bugün bu fark 2 kata inmiştir. Bu çalışmalarla vatandaşlarımızın sağlık talebi için seyahat etme zorunluluğunu ortadan kaldırmak istiyoruz. Sağlık kuruluşlarımızda vuku bulan şiddet eylemleri içimizi acıtıyor.

15 Nisan 2020 tarihinde TBMM’de tüm partilerin mutabakatıyla kabul edilen kanuni düzenlemeyle, sağlıkta şiddetle mücadelenin etkinliği artırılmıştır. Bu vesileyle emeği geçen tüm vekillerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak görüyoruz ki bu düzenleme istediğimiz bir seviyede olay sayısını azaltmamıştır. Şiddetle mücadelemize çok yönlü olarak devam etme kararlılığındayız.”

Nüfusu yıllara göre artış gösteren Türkiye’de, vatandaşlara yerinde nitelikli sağlık hizmetinin verilmesi amacıyla yeni sağlık tesislerinin eklenmesi, mevcut olanların yenilenmesinin kaçınılmaz bir gereklilik olduÄŸuna iÅŸaret eden Koca, ÅŸu açıklamalarda bulundu:

“Bölge ve kentlere göre değişen ihtiyaçları doğru tespit ederek planladığımız sağlık yatırımlarını hızla hayata geçirdik. Hızlı, güvenilir, kaliteli, konforlu hizmet verebilmesi için nitelikli hasta odalarından, son teknolojiye sahip tıbbi cihazlarına, gelişmiÅŸ ameliyathanelerinden, modern laboratuvarlarına kadar uluslararası standartları gözeterek hastaneler ve sağlık tesislerini ülkemize kazandırdık.

Son 18 yılda 3 bin 605 sağlık tesisini tamamladık. Bunların 2 bin 439’u birinci basamakta hizmet veren aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi gibi sağlık tesisleri, bin 166’sı ikinci ve üçüncü basamakta hizmet veren sağlık tesisleridir. Bu tesislerin 678’i hastane, 386’sı ek bina ve 102’si ağız ve diş sağlığı merkezidir. Önümüzdeki yıl 54’ü hastane olmak üzere 273 sağlık tesisini tamamlayarak, 13 bin 995 nitelikli yatak kapasitesini daha ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz.”

Geçen hafta sonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 100 yataklı Acil Durum Hastanesi ile proje aşamasında olan 500 yataklı Lefkoşe Eğitim Hastanesini açılışlarını da anımsatan Koca, “Halen inşaat, ihale, proje aşamasında olan 943 birinci basamak ile 347 hastane ve ADSM binasını 2023’e kadar tamamlamayı planlıyoruz. Bu yatırımlar tamamlandığında toplam 64 bin 25 yatak hizmete sunulmuş olacaktır.” dedi.

Bakan Koca, son 3 yılda sağlık alanında hizmette kalite çıtasını yükselten 17 bin 509 yataklı 13 şehir hastanesini vatandaşlarla buluşturduklarını belirterek, “5 adet Kamu Özel İşbirliği Modeli şehir hastanesi için inşaatlarımız devam ediyor. Genel bütçe kaynaklarımızla yaptığımız şehir hastanelerimizi de bir yandan hizmete almaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, bin 850 yatak kapasiteli 2 şehir hastanemizin ihale süreçleri tamamlanmış olup inşaat çalışmaları başlayacaktır. 6 bin 500 yatak kapasiteli 6 şehir hastanemizin ise ihale hazırlıkları devam etmektedir. 3 bin 900 yatak kapasiteli 3 şehir hastanemizin proje çalışmaları da satın alma hazırlık aşamasındadır.” diye konuÅŸtu.

“Türkiye sağlık sistemi birçok ülkenin aksine pandemiyi sürpriz olarak karşılamamıştır”

2019 yılının Aralık ayından itibaren dünyayı etkisi altına alan pandemiyle mücadele edildiÄŸini vurgulayan Koca, “Türkiye sağlık sistemi birçok ülkenin aksine pandemiyi sürpriz olarak karşılamamıştır. Daha önceki çalışmaların neticesi olarak 2019 yılı içinde de ‘Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı’nı hazırlanarak yayımlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye, daha Kovid-19 vakaları ülkede baş göstermeden çok önce proaktif bir şekilde davranarak başta sağlık sektörü olmak üzere bütüncül bir şekilde gerekli risk ve kriz yönetimi önlemlerini Ocak 2020’nin başından itibaren almaya başlamıştır.” diyen Fahrettin Koca, şöyle devam etti:

“Ocak ayı içinde Operasyon Merkezi kurulmuş, ülkemizin önde gelen üniversitelerinden bilim adamlarının katılımıyla Koronavirüs Bilimsel Danışma Kurulu oluşturulmuştur. Sınırlarımızda güvenlik tedbirlerinin alınması, kara sınırlarımıza kurulan sahra hastaneleri, erken dönemde ulaşımın kısıtlanması yönünde aldığımız tedbirlerle hastalığın ülkemize girişi geciktirilmiştir.

Ülkemizde hastalık görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girdik. Hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekanların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirler hayata geçirildi.”

Mart, Nisan ve Mayısı kapsayan üç aylık dönemin tanı laboratuvarlarının yaygınlaştırılması, erken tanı ve tedavi, temaslı takibi, ilaç ve koruyucu madde lojistiğinin yönetimini öne alan stratejinin izlendiği aktif hastalık mücadelesi dönemi olduÄŸunu anlatan Koca, tüm hastalar ve şüpheli vakaların Halk Sağlığı Yönetim Sistemiyle (HSYS) merkezi olarak kontrol edildiÄŸini dile getirdi. Koca, “Bu suretle karar alma ve politika değişiklerinde dayanak oluşturan veriye erişim kolaylaşmıştır. Hayat Eve Sığar Mobil Uygulaması geliştirilerek riskli bölge ve riskli kişilerin takibi yapılmaya başlanmıştır. Avrupa’nın odak hale geldiği bu dönemde başarılı bir sınav verilerek hastalık kontrol altında tutulmuştur.” dedi.

Bakan Koca, maske ve tulum gibi koruyucu malzemelerin üretim kapasitesinin artırılması, yerli tanı kitinin, solunum cihazının üretilmesi, tedavide kullanılan hidroksiklorokin ve favipiravir içeren ilaçların yerli üretime geçmesi, yerli aşı çalışmalarının desteklenerek insanda uygulama (Faz1) düzeyine kadar ulaşmasının, bu dönemde atılan somut adımlar olduğunun altını çizdi.

Koca, ayrıca insani yardım kapsamında 159 ülkeye, koruyucu malzeme yardımı ve ihracı yapıldığını aktararak “Tespit edilen vakaların temaslılarının da bulunarak izolasyona alınmasını sağlamak üzere yaygın bir temaslı taraması (filyasyon) yapılmıştır. Bu konuda valilerimizin ve belediyelerimizin desteğiyle oluşturulan motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlenmiştir. Aile hekimleri ve çağrı merkezlerimiz vasıtasıyla izolasyondaki kişilerin düzenli takibi sağlanmıştır.” diye konuÅŸtu.

Türkiye’de, yaygın filyasyon yapılması, vakaların hızlı tespiti, standart tedavi protokollerinin uygulanması, erkenden tedaviye başlanması, evde izole edilen hastalara ilaç teslimi ve tüm bu hizmetlerin ücretsiz gerçekleştirilmesi yönünden fark yarattığını belirten Koca, Türkiye’nin bu dönemdeki başarılı uygulamalarıyla dikkat çeken ülke olduÄŸunu vurguladı. 

Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yakın desteğini gördüğümüz Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Başkanı Hans Kluge, Türkiye’nin pandemi mücadelesindeki başarısından övgüyle söz ederek, özellikle koruyucu malzemeler konusunda İtalya ve İspanya dahil olmak üzere birçok ülkeye yardım ettiğini belirtmiş ve ülkemize teşekkür etmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye hakkında yayınladığı raporda, pandemiye karşı elde ettiğimiz başarı kapsamlı şekilde ele alınmış, temaslı taramasıyla vaka tespiti, izolasyonla riski kontrol altına almaya dayalı stratejisi ve buna ek olarak, erken tanı ve tedaviye dayalı klinik uygulaması örnek gösterilmiştir. Ayrıca şahsımın teklifi üzerine Dünya Sağlık Örgütü Genel Kurulu, 2021 yılını Sağlık Çalışanları Yılı olarak kabul etmiştir.

Bu dönemde yayınlanan Avrupa Birliği İlerleme Raporu, sosyal güvencelerine bakılmaksızın herkese ücretsiz test ve tedavi imkanı sağlandığına işaretle Türkiye’nin sağlık sistemi Kovid-19 pandemisinin gereklerini sağlayabilecek güçte olduğunu teyit etmiştir. Haziran başından itibaren ise Kontrollü Sosyal Hayat adını verdiğimiz normalleşme sürecine geçilmiş ve kısıtlılıklar belli bir plan dahilinde kademeli olarak kaldırılmıştır. Bilindiği gibi, normalleşmenin başladığı Haziran ayından itibaren test kapasitemizi tedrici olarak artırmaya başladık. Önce Bakanlık laboratuvarlarının sayı ve kapasitesini artırdık, ardından üniversitelerimize yetki verdik, son olarak da özel hastaneler ve laboratuvarları yetkilendirdik.”

“Birçok ülke kapanma tedbirlerine ve hareket kısıtlamalarına yeniden başvurmaya başladı”

Sanayi bölgelerinde, spor müsabakalarında, askeri birliklerde, cezaevlerinde, hava alanlarında, belli tören ve toplantılarda rutin ve tekrarlayan testler yapılmaya başlandığını hatırlatan Koca, büyük iş yerleri, oteller, sağlık kuruluşları çalışanlarına belli aralarda testler yaptırıldığını söyledi. Koca, ayrıca barometre adı verilen insidans çalışmaları yürüttüklerini dile getirerek, bu dönemde filyasyon çalışmalarını daha da artırarak temaslı takip süresini en aza indirmeye çalıştıklarını bildirdi.

SaÄŸlık Bakanı Koca, İstanbul’un Anadolu ve Avrupa yakasında iki adet 1008 yataklı Acil Durum Hastanesini çok kısa sürede tamamlayarak hizmete açtıklarına dikkati çekerek, bu hastaneleri pandemi sonrasında da hizmet verecek şekilde planladıklarını ifade etti.

Kurban Bayramı sonrası Anadolu’da hızlı bir artış yaşandığını hatırlatan Koca, Konya, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilimizde hızlı artışlar gözlediklerini, Konya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara’da yüzde 100’e varan artışlar olduÄŸunu belirtti.

Koca, bölgelere bizzat giderek yerel yöneticilerle illeri ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tuttuklarını anlatarak “Yerinde yaptığımız değerlendirmelerle yaz döneminin bitmesine bağlı artan seyahatlerin getirdiği ve öngördüğümüz artışlar, alınan tedbirlerin sayesinde kısa zamanda kontrol altına alındığını gördük.” dedi.

Test sonuçlarının erken alınması, tedaviye erken başlama, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması, etkili temaslı takibi ve izolasyon, semptomlulardan hızla numune alınmasının bilinen tedbirler olduğuna dikkati çeken Koca, bunun yanında hastanelerde yoğun bakım kapasitelerinin artırılması, çağrı sistemiyle evlerin aranması, mobil doktor ekiplerin evlere giderek hasta takibi yapılması gibi ek tedbirleri devreye koyduklarını söyledi.

Mahallinde yapılan müdahalelerle hasta sayılarında dramatik düşüşler sağlandığını, hastanelerin yükünün hafiflediÄŸini aktaran Koca, “Mahalli sıkıntılara verilen ulusal desteklerle hiçbir ilimizde ciddi sıkıntı yaşanmamıştır. Bu tedbirlerle hayatı kısıtlamadan, sokağa çıkma kısıtlılığı gibi yasaklayıcı önlemler almadan olumlu neticeler alabildik.” diye konuÅŸtu.

Kış aylarının gelmesiyle birlikte insanların kapalı ortamlarda birlikte bulunmasının da getirdiği riskle tüm dünyada adeta patlama şeklinde hızlı bir artış başladığına işaret eden Koca, virüsün bulaştırıcılığından hiçbir şey kaybetmeden adeta kitlesel bulaşma dönemine geçtiğini söyledi. Koca, bugün itibarıyla dünyada pozitif vaka sayısının 55 milyon olduğunu, ölüm sayısının ise 1 milyon 326 bini geçtiğini, halihazırda 100 bini aşkın ağır vakanın hastanelerde yaşam mücadelesi verdiğini aktardı.

Dünyada ilk zirvenin yaşandığı Nisan ayında günlük yeni vakanın 80 bin civarında iken, Eylül’de günlük vaka neredeyse 4’e katlanarak 300 bini bulduÄŸunu belirten Koca, “Son bir ay içinde yüzde 100’lük bir artışla Kasım ayında günlük vaka sayısı 661 bine ulaştı. Yine Nisan ayında günde 8 bin 500 kişi bu hastalıktan ölürken, içinde bulunduğumuz Kasım ayında günlük ortalama ölüm sayısı 10 bini aştı. Bugün birçok ülke kapanma tedbirlerine ve hareket kısıtlamalarına yeniden başvurmaya başladı.” dedi.

Dünyadaki bu artışa paralel olarak Türkiye’de önce İstanbul, İzmir, Bursa gibi batıdaki büyük illerde başlayan artış trendinin neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda olduÄŸunu belirten Koca, ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı:

“Her ne kadar güçlü̈ alt yapımız ve fedakar çalışan sağlık personelimiz sayesinde bu artışı göğüsleyebilmiş durumda isek de gidişatı durdurmak için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur. Nitekim dün yapılan Kabine toplantısında Bilim Kurulumuzun önerileri doğrultusunda bir dizi kararlar alınmış oldu.

Görünen o ki hayatımızı bir süre daha sıkı bir disiplin altına almak zorundayız. Hastalıktan bizi koruyacağını umduğumuz aşı çalışmalarını biliyorsunuz. Birçok ülkede aşı çalışmaları yürütülmektedir. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Bunlardan bir tanesi klinik öncesi dönemi başarıyla tamamlayarak insan denemelerine başlamıştır.

Bu arada da Çin ve Almanya kaynaklı aşıların ülkemizde de faz çalışmaları devam etmektedir. Bu yıl henüz bitmeden aşıya kavuşmanın ümidi içindeyim. Bize düşen bu süreci güvenli bir şekilde atlatabilmektir.”

“SaÄŸlık ordumuzun her bir çalışanına teÅŸekkürü borç bilirim”

Koca, Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra, bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2019 yılı kesin hesabı ve 2021 yılı bütçesi hakkında şu bilgileri verdi:

“2019 yılı kesin hesabı, Sağlık Bakanlığı 47 milyar 913 milyon, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 454 milyon, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 155 milyon, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ise 13 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

Sağlık Bakanlığı Merkezi Yönetim 2020 yılı toplam bütçesi 58 milyar 876 milyondu. 2021 için bu rakam yüzde 31,8 artışla 77 milyar 615 milyon TL olarak planlanmıştır. Ayrıca bağlı kuruluşlarımızdan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün bütçesi 175 milyon, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun bütçesi 188 milyon, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının bütçesi ise 176 milyon TL olarak planlanmıştır.”

TBMM’nin açılmasına müteakip ilk kurulan bakanlıklar arasında olan Sağlık Bakanlığının kuruluşunun 100. yılı münasebetiyle 100 yılın Sağlık Bakanları ve bütçe konuşmalarının yer aldığı eserin hazırlanmasına emek harcayan Prof. Dr. Necdet Ünüvar’a da teşekkür eden Koca, “Ayrıca meslek hayatlarının her gününde olduÄŸu gibi pandemi döneminde canla baÅŸla çalışan, bu dönemde en büyük destekçimiz ve güvencemiz olan, kendi canlarını riske ederek toplum saÄŸlığı için gece gündüz demeden mücadele eden, gerektiÄŸinde bireysel yaÅŸamlarından fedekarlıklar yapan, haftalarca sevdiklerini görmeden uykusuz geceler geçirerek görev yapan saÄŸlık ordumuzun her bir çalışanına sizlerin huzurunda bir kez daha teÅŸekkürü borç bilirim.” ifadelerini kullandı. 

“Bu tedbirlere uyum gösterilmezse yeni tedbirler kaçınılmaz olur”

Öte yandan Bakan Koca, Sağlık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna verilen arada basın mensuplarının pandemiye yönelik kısıtlamaların artırılıp artırılmayacağına ilişkin sorusunu yanıtladı. 

Bundan sonraki dönemde alınacak tedbirlerin pandeminin seyriyle ilgili olacağını belirten Koca, “Bu aldığımız tedbirlerin sonuçlarıyla birlikte daha önce nisan ayında pandeminin birinci döneminde yaÅŸandığı gibi yine deÄŸerlendirmiÅŸ oluruz. 83 milyon vatandaşımızın alınan tedbirler noktasında hassasiyet göstermelerini bekliyoruz. Dolayısıyla hep birlikte mücadeleyle ancak bunu düşürebiliriz, bunun üstesinden gelebiliriz.” diye konuÅŸtu. 

Tedbirlere uymak ÅŸartıyla yeni tedbirlerin gelebileceÄŸini düşünmediÄŸini dile getiren Koca, “Bu tedbirlere uyum gösterilmezse yeni tedbirler kaçınılmaz olur.” ifadesini kullandı. 

Pendik

Pendik ‘te kazı sırasında doÄŸalgaz hattı patladı

Sri Lanka milyarder

Danimarkalı milyarder, saldırıda üç çocuğunu kaybetti

BDDK'dan bankalara idari para cezası

BDDK’dan bankalara idari para cezası

Evde çıkan yangında üç yaşındaki çocuk öldü

Evde çıkan yangında üç yaşındaki çocuk öldü

sadecehaber_logo

“Yeni nesil tarafsız habercilik” 

Copyright © 2023 Sadece Haber  Medya  A.Ş.

Tüm hakları saklıdır.

  • Künye
  • İletiÅŸim
  • Hukuki Bildirim
Youtube Twitter Facebook Instagram Rss

“Yeni nesil tarafsız habercilik”

sadecehaber_logo

Copyright © 2023 Sadece Haber  Medya  A.Ş.

Tüm hakları saklıdır.

  • Gündem
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Magazin
  • Startup
  • Teknoloji
  • Otomobil
  • Emlak
  • SaÄŸlık
  • Künye
  • İletiÅŸim
  • Hukuki Bildirim
Youtube Twitter Facebook Instagram Rss

Sadecehaber.com içerisinde yayınlanan haber içeriklerinin ve görsellerinin izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz

Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • Dünya
  • Ekonomi
    • Startup
    • Emlak
    • Otomobil
    • Teknoloji
  • Spor
  • Son Paylaşım
  • Teknoloji
  • Galeri
  • Video
  • YaÅŸam
  • Kültür Sanat
  • EÄŸitim
  • SaÄŸlık
  • Seyahat
  • Kadın
  • Kim Kimdir?
  • Ne Nedir?
  • Medya
  • Yerel Yönetimler

© 2020 Sadece Haber

Welcome Back!

OR

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In
Bu site KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Detaylı bilgi için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz.