Pandemi dönemi ve obsesif kombülsif bozukluk

Türkiye'de yüzde 2,63 oranında Obsesif-Kompulsif Bozukluğu yaşayan birey var. Toplumun OKB ile mücadele eden kısmı hala tanı konma aşamasında sıkıntı çekiyor. Toplumun OKB hastalığındaki etkisinin, hastayı etkilediğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Ebru Ceylan, "Toplumun hastalara bakış açısı tedaviyi olumsuz etkileyen faktörlerden biri. Gerekli bilincin oluşmaması süreci çoğu zaman etkiliyor." diyor.

Türkiye’de yüzde 2,63 oranında Obsesif-Kompulsif Bozukluğu yaşayan birey var. Toplumun OKB ile mücadele eden kısmı hala tanı konma aşamasında sıkıntı çekiyor. Toplumun OKB hastalığındaki etkisinin, hastayı etkilediğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Ebru Ceylan, “Toplumun hastalara bakış açısı tedaviyi olumsuz etkileyen faktörlerden biri. Gerekli bilincin oluşmaması süreci çoğu zaman etkiliyor.” diyor.

“Kişinin kendini rahatsız eden takıntılı düşüncelerinden ve stres faktöründen kurtulmak için tekrarladığı her davranış obsesyonu pekiştirir.” diyor Uzman Klinik Psikolog Gülşah Erkal. İstemsiz olarak akla gelen düşüncelerin zihnimizi meşgul etmesi (obsesyon) ve meşguliyet sebebini yok etmek için düşünceleri telkin edilmesinin (kompulsif) davranış ve düşüncesel örüntüsüdür. Kişi aslında böyle bir davranışın mantıksız olduğunu bilir fakat düşünmeden duramaz. Obsesyonun kontrolünü sağlamak amacı ile de sürekli olarak tekrar edici davranışlarda bulunur. Rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak için tekrarlayıcı davranışların, zihinsel ve düşüncesel eylemlerdir.

 

OKB’de tanı sürecini anlatılırken çeşitli kaynaklarda tanı konulmasının zor olmasından ve bu yüzden hastalığın tedavisinin geciktiğinden bahsedilir. Bunun aksine Uzm. Kln. Psk. Gülşah Erkal :”Hastalıkta tanı süreci uzun değildir. Hastalar genellikle tedaviye direnç göstermektedir.” ifadelerini kullanıyor. Hastalığın kabulleniş sürecinin en önemli etkeninin hastanın kendisi olduğunu aktaran Uzm. Kln. Psk. Ebru Ceylan ise ,” Tedavi sürecinin asıl önemli noktası burasıdır. Kabullenişin olduğu yerde tedavi hızlı bir şekilde oluyor.” diye konuştu.

 

OKB’nin tek bir davranışsal yönü yoktur. Birden çok çeşitliliği bulunuyor.(Cinsel obsesyon, kuşku obsesyon, temizlik obsesyon vb. Bununla beraber zihinlerinde kendilerini kuşatarak tedavi yöntemlerini de mantıksız davranışlarla devam ettirmeye çalışıyorlar.) Tanısı konulmuş ve tedavisi devam etmekte olan Sami Bulut,” Hastalık zamanımın büyük bir bölümünü çaldı.” diyor. Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsifi yaşayan Bulut, evden dışarı çıkarken dahi rahat bir nefes almadığını, araba kapılarını ya da evin kapısı kilitlendiğini düşündüğü için defalarca kontrol ettiğini de söylüyor. Bununla beraber evlendiği günden beri kuşkuları ve davranışları sebebiyle pek çok kez yanlış anlaşıldığını bildiriyor. Bulut,” Evliliğin ilk başlarında böyle bir durum yaşanmıyordu. Rahatça kontrolü eşime bırakıyordum fakat gün geçtikçe onun yaptığı işleri bile beğenmemeye, kontrol etmeye ihtiyaç duymaya başladım. İşte o zaman tedavi olmaya karar verdim.” diyor.

 

Yıllardır rahat bir nefes almaya ihtiyaç duyuyorum

Bulaşma obsesyonu ve Temizlik kompulsifi yaşayan Zehra Bozkurt,” Bir gün evde temizlik yapmazsam kafamda binlerce teori üretiyorum ve ağırlaştığımı hissediyorum. Bunlar da genellikle evime misafir gelip gittikten sonra gerçekleşiyor.” dedi. Temizlik yaparken etrafında yaşanan hiç bir olaya açık olmadığını aktaran Bozkurt Temizlik sırasında hipo ve çamaşır suyunu karıştırarak kullandığını ve bu sebeple hastanede tedavi görmek zorunda kaldığını aktardı. Genetik olarak OKB olduğunu aktaran Bozkurt şöyle devam etti,” Annem ve ablam ev içerisinde o kadar temizliğe vakit ayırıyorlardı ki, artık zamanla bende kendimi onlarla beraber temizlik yaparken buluyordum. Hatta onların benden tecrübeli olmalarına rağmen yaptıkları temizliği beğenmeyip baştan temizlediğim oluyordu. Bu hastalık hayatımın geri kalanında da devam etti. Şu an eskisi kadar olmasa da hala devam ettirmeye çalışıyorum.”

Evinde temizliği belli bir sıraya göre yaptığını belirten Bozkurt,” Her temizliğin bir sırası vardır ilk perdeler yıkanır, sonra camlar silinir. Halılar yıkandıktan ise duvarlar, kapılar, mobilyalar temizlenir. En son olarak evi süpürülür silinir öyle tamamen sererim. Bir odayı temizleyip diğer odaya gittiğim zaman, temizlediğim odanın temiz olmadığını düşünüyorum.” dedi.

Kabulleniş süreci ve toplumun etkisi

Hastalıkta kabulleniş süreci de en az hastalık kadar zorlayıcı ve bunaltıcı oluyor. Obsesif ve kompulsif bozukluk yaşayan hastaların tedavi sürecini kabullenmeleri ve toplumun dışında kalarak hastalığı yenmeye çalışmaları bu durumda onları etkileyen en önemli faktör. Uzm. Kln. Psk. Gülşah Erkal bu gibi durumlarda hastaların tedavi süreciyle kendilerinin başa çıkmaya çalıştıklarını aktardı. Erkal,” Hastalığın tedavisi boyunca günlük bunalımlar artar ve artık günlük yaşamı sekteye uğratır. Kabulleniş süreci ise ancak bu zaman başlar. Çünkü OKB hastaları iş ve sosyal yaşamları sekteye uğradığı vakit tedaviye ihtiyacı olduklarının farkına varabilir.” ifadelerini kullandı.

 

Uzm. Kln. Psk. Ebru Ceylan ise kabullenişin olduğu yerde tedavinin hızlı bir şekilde ilerleyebileceği aktarımında bulundu. OKB’nin toplum tarafından anlaşılmaz olduğunu hatırlatan Ceylan,” Maalesef bu konuda gerekli bilincin oluşmaması, süreci de olumsuz etkiliyor.” dedi. Çoğu obsesyonun dışarıdan gözlemlenebilir olduğunu aktaran Erkal en çokta kişinin en yakın çevresinin gözlemleyebileceğini anlatıyor. Bununla beraber en büyük desteğinde yakınları tarafından verilmesi gerektiğini belirtirken şöyle devam ediyor Erkal,”OKB hastalığı genel olarak yakın çevreler tarafından mantıksız bulunur. Ya da OKB hastalarının isterlerse kendi kendilerine vazgeçebilir olduğunu düşünülüyor. Ancak burada yapılması gereken en önemli şey hasta yakınlarına anlatılması ve yargıların azaltılmasıdır.”

Devlet ve pandemi etkisi

Pandemi dönemiyle beraber Devlet hastanelerinde pskiyatri ve psikolog bölümlerinin kapatılması özel hastanelere yoğunluk sağlamasına sebep oldu. Uzm. Kln. Psk Ebru Ceylan pandemi etkisiyle beraber en çok kabul ettiği danışan grubunun OKB hastalığı olduğunu söylüyor. Pskiyatri’den alınan hiç bir ilaç tedavisi devlet ödemeli olmuyor.

Uzm. Kln. Psk. Gülşah Erkal Devlet hastanelerinde tedavi gören hastaların zaman kısıtlamasından dolayı terapi gerçekleştiremediklerini aktardı. Erkal pandemi dönemiyle beraber daha ağır hastalıkların tedavisine ön plana alınırken, bu tür rahatsızlıkları olanların tedavilerini online olarak gerçekleştirdiklerini de belirtti. Bu süreci uzaktan yönetmek ise hastaların yarım bir tedavi almasına neden olduğunu söyledi. Uzm. Kln. Psk. Ebru Ceylan,” Özel kurumlara zorunluluktan geliniyor. Durumu olmayan, İmkanı yetmeyenler ise tedaviden mahrum kalıyor.” ifadelerini kullandı.

 

Kişisel farklılığında etkisiyle hastalığın tedavilerinde farklılıklar gösterdiğini belirten Uzm. Kln. Pskç Ebru Ceylan,” Çoğu hasta da olumlu bir tedavi havası sürse de bazı hastalarımda OKB şekil değiştirerek devam etti ve tedaviyi bırakanlar da oldu.” dedi. Uzm. Kln. Psk Gülşah Erkal:” OKB zorlu bir süreçtir. Geriye dönüş sağlayan olabilir fakat bu durum yeni bir tedavi protokolünü gerektirir. Bu da daha çok hastalığı yaşayan kişiyi etkiler:” diye konuştu.

Bilişsel davranışçı terapisi

OKB’nin en yaygın tedavi yöntemlerinden biri olan Bilişsel Davranışçı Terapisi hastadan hastaya değişkenlik gösterse de birçok OKB hastasında başarıyla sonuçlandığı görülüyor. Uzm. Kln. Psk Gülşah Erkal,” En etkin tedavi yöntemi BDT olduğu kanıtlanmıştır. İlaçlardan daha etkin olduğunu kanıtlayan bilimsel araştırmalarda mevcuttur.” dedi. Uzm. Kln. Psk. Ebru Ceylan ise,” BDT kişiye uygun olduğu taktirde ve uygun zamanda yapıldığında etki verir.” ifadelerinde bulundu.

Obsesif kompülsif bozukluklar ve tedavisi

Obesesif-Kompulsif bozukluklarının pek çok nedeni olduğu biliniyor. Bu nedenlerin başında gen faktörü yer alsa da, bir yandan insanın geçmiş yaşantısı da sebep olabiliyor. Bir yerlere dokunmama, İnsanlarla tokalaşmama, simetri\düzen takıntılarının üst boyutlara ulaşması, belli sıraya göre yemek yeme gibi obeseyon-kompulsif bozukluk belirtisi olabilir. Bu gibi belirtiler yaşayan insanların ise dışarıdan çok net gözlemlediklerinde görülmektedir. Böyle bir durum karşısında ise uzman görüş alınarak gerçek sonuca ulaşılması gerekmektedir. Obsesyon Kompulsif tedavisi ilaçlarla ve Bilinçsel Davranış Terapisi ile son bulunabiliyor.

Haber: Esma Eriks/ Atatürk Üniversitesi öğrencisi

Exit mobile version