Sibel Özçelik’in, Antalya’da tesadüf eseri girdiği iş yerinde kendisine hediye edilen 1 kilogramlık şeker hamuruyla yaptığı heykeller büyük beğeni topluyor.
Şeker sanatçısı ve eğitmen Özçelik’in bu hediye sayesinde hayatı değişti ve sanat eserlerini aratmayan eserler ortaya koymaya başladı.
Gerçek mesleği bilgisayar eğitmenliği olan şeker sanatçısı, “72 millet, 72 insan” isimli çalışması 30 farklı ülkeden usta şeflerin katıldığı Edible Art Splash 2018 Yarışması’nda birinciliği kazandı.
12 SENE ÖNCE GİRDİĞİ İŞ KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ
Antalya’da yaşan Özçelik, 12 sene önce pasta imalat ürünleri satan iş yerine girdi ve orada değim yerindeyse hayatı değişti.
Türkiye’de şeker hamurunun yeni yeni tanınmaya başladığını belirten Özçelik, malzemenin kendisine hediye edildiğini ve 12 yıllık serüveninin ortaya çıktığını söyledi.
İlk zamanlar hobi olarak başladığını, eserlerinin beğenilmesi üzerine profesyonel eğitim alarak kendisini geliştirdiğini kaydetti.
Özçelik, taleplerin artmasıyla birlikte son 5 senedir şeflere yönelik eğitim vermeye başladığını ifade etti.
800’DEN FAZLA ESERİ VAR
800’ü aşkın eseri olan ve yenilebilir malzeme kullandığından bahseden şeker sanatçısı, “Şeker hamurundan heykeller yapıyorum. Küçük modelleme figürlerimiz de var fakat genelde işin artistik kısmına giriyoruz ve şekerden heykeller yapıyoruz” açıklamasını yaptı.
Ortaya koyduğu eserlerle çeşitli ödülleri almaya hak kazanan Özçelik “Eserlerim takdir görerek, madalyalarla taçlandırıldı. En son Global Sugar Artists Network tarafından 30 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen ‘sanattan esinlen’ temalı bir yarışmada ilk kez bir Türk olarak eserim birinciliğe layık görüldü. Eserimde insanlığın durumunu anlatmaya çalıştım. Bu benim için ayrı bir onurdu. 2018 Mart ayı sanatçısı unvanını beraberinde getirdi.” dedi.
“72 millet, 72 insan” isimli çalışmasında bir mesajı olduğunu söyleyen Sibel Özçelik, “Kurak bir toprak. İnsanlığın şu anki halini, yitmiş değerleri gösteriyor. Üzerinde insanlık adına dalından kopmuş, terk edilmiş el şeklinde ağaç parçası var. Doğal olarak böyle bir ortamda filizlenme mümkün değilken, burada yeşillenmeler var. Kendi haline terk edilmiş insanlık değerlerinden bahsediyoruz. Üzerinde de olmaz denilen şey oluyor. 72 milletin temsili 72 küçük adam, her birini belinden ve elinden destekleyerek ağaç oluşturuyor. Kurumuş denilen ağaç yeşeriyor. İnsanlık için hala ümit var diyebiliriz. Çünkü buna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
ORAN-ORANTI BİLGİSİ GEREKİYOR
Mesleğinin zor olan yanlarını da aktaran Özçelik, “Oran- orantı ve anatomik bilgilere sahip olmanız gerekiyor. Hem matematikten hem de anatomiden yardım alıyoruz. Gerçeğe benzetmeye çalışıyoruz. Tasarıdan sonra araştırma, malzemelerin toplanması, milimetrik hesaplarla gerçeğe benzetilerek iskelet sistemlerinin oluşturulması bunlar zor aşamalar. Biz sanatkar olarak yaptığımız eserle gurur duyuyoruz. Bu konuda eğer güzel bir eser oluşturmak istiyorsanız kendinize acımasız davranmanız gerekiyor. Ne kadar eleştirmen olursanız o derece güzel eserler çıkarırsınız” açıklamasını yaptı.
İNSANLAR İNANAMIYOR
İnsanların eserlerini şekerden yaptığına inanmadığını söyleyen Özçelik, “O zaman test yaptırabiliyoruz. Tamamı şekerdir. Biz bunları yaparken yenilebilir malzeme kullanıyoruz. Uygun materyalleri bir araya getirip, en son eserimizi ortaya çıkarıyoruz” dedi.
Yaptığı eserlerle insanlara mesaj verdiğini kaydeden Özçelik, “Ben kendimi işimle ifade ediyorum. İnsanlara işimle mesajlar veriyorum. Yaptığım her eserin altında vermek istediğim mesaj mutlaka var. Sadece bakmak değil, olayı sanat gözüyle görürseniz mesajı algılıyorsunuz.” cümlelerini kaydetti.