Yüksek Seçim Kurulu CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimini 4’e karşı 7 oyla iptal etti ancak gerekçeseni hala yazamadı. Ak Parti seçimin itirazına yönelik iptal dilekçesinde 123 sandıkta usulsüzlük olduğunu öne sürmüş, ayrıca 222 sandık kurulu başkanının da kamu görevlileri arasından atanmadığını iddia etmişti.
HABERTÜRK YAZARI MUHARREM SARIKAYA DUYURDU
Habertürk Yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü yazısında dikkat çeken bir konuyu gündeme getirdi. Ak Parti’nin YSK Temsilcisi ve Milletvekili Recep Özel’le TBMM kulisinde yaptığı sohbeti paylaşan Sarıkaya, YSK’nın yeni getirdiği kamu görevlisi tanımı gereği 222 olan sayının 714’e yükseldiğini anlattı. İşte Sarıkaya’nın o yazısı:
YSK İstanbul seçimini iptaline ilişkin gerekçeli kararını muhtemelen bugün açıklayacak. Kısa kararında da belirttiği gibi YSK’nın 7 üyesinin iptal gerekçesinin ağırlıklı nedeni sandık kurullarının oluşumu. Zaten AK Parti’nin YSK Temsilcisi ve Milletvekili Recep Özel de arkadaşım Kübra Par’ın programında iptalin gerekçesinin buna dayandığını rakamlarla açıklamıştı.
İddiada 123 sandıkta usulsüzlük olduğu belirtilip, 222 sandık kurulu başkanının da kamu görevlileri arasından atanmadığı ileri sürülmüştü. Bu iddiayı dün TBMM kulisinde sohbet ettiğimiz Recep Özel yineledi ancak bu sayının YSK’nın getirdiği yeni kamu görevlisi tanımı gereği 714 kişiye yükseldiğinin de altını çizdi. İptale imza koyan 7 üyenin “muhtemelen bugün yayınlanacak gerekçeli kararında da bunun yer alacağını” söyledi.
Özel’in aktardığına göre YSK kamu görevlisi ibaresinden kimlerin kastedildiğini de belirlemiş.YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptaline ilişkin kararını aldığında, sandık başkanı olarak görev yapacak kamu görevlilerinin tanımının da getirilmesi konusunda çalışma başlatmıştı. Buna neden de 4 kanunda, Danıştay ve Yargıtay kararlarında kamu görevlisi tanımının farklı ifade edilmesiydi.
Buna göre, Anayasa’nın 128’inci maddesinde tanımı yapılan, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevlerde bulunan, memurlar ve diğer kamu görevlileri” anlaşılacak. Bu kapsamda 657 sayılı Kanunu’nun 4’üncü maddesinin “a” ve “b” fıkralarında tanımlanan kişiler sandık başkanı olarak görev yapacak.
Yani, devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilen memurlar bu kapsamda değerlendirilecek. Bunun yanı sıra mali yılla sınırlı olarak kamuda sözleşme ile çalıştırılan kamu hizmeti görevlileri de sandık başkanı olabilecek. Yani memurlar ve kamu sözleşmeli personeli dışında sandıklarda görev alan olmayacak. Aslında YSK, sandık başlarında kamu personeli dışında kimsenin görevlendirilemeyeceğine ilişkin bu kararı ile Kanun dışında yeni bir norm üretti.
Çünkü mülki idare amiri tarafından verilen listede yer alan sandık başkanları görevlerine gelmez veya mazeret bildirirse Kanun bu durumda ilçe seçim kurulu başkanına, üyeler arasındaki en yaşlı ismi sandık kurulu başkanı yapma yetkisi veriyordu. Regülasyon, yani düzenleme yetkisi olan YSK son kararı ile yasanın kendine tanıdığı fırsatı, esnekliği ortadan kaldırmış da oldu. Anayasa’nın 79’uncu maddesi ile verilmeyen bir görevi, yasama organı gibi davranarak Kanun’da kısıtlama yoluna gitti.
Kamu görevlilerinden başkasına her halükarda bu görevin hiçbir şartta verilmemesi şeklinde anlaşılacak karar geliştirdi. Eğer gerekçede 7 üye ağırlıklı olarak bu duruma işaret edecekse o takdirde yeni bir tartışmanın da kapısı aralanacak demektir.