Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ndan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek geldi. Karamollaoğlu, Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’deki (BM) konuşmasına ilişkin, “BM toplantısında Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu tavrı önemsiyoruz. Dünyaya yeniden haykırdı. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diye.” değerlendirmesinde bulundu.
Karamollaoğlu, partisinin Balgat’taki eğitim merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirme yaptı.
Adana’da polis aracına yönelik bombalı terör saldırısını lanetleyen Karamollaoğlu, yaralanan çevik kuvvet mensupları ve vatandaşlara acil şifalar diledi.
Amerika kan ve gözyaşı getirmiştir
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’deki konuşmasını eleştiren Karamollaoğlu, “Amerika, hangi bölgeye problem çözmek için girmişse oraya kan ve gözyaşı getirmiştir. Herkes bilsin ki dünyada huzur olmadan Amerika’da da huzur olmaz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’deki konuşmasında çok güzel noktalara temas ettiğini belirten Karamollaoğlu, “BM toplantısında Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu tavrı önemsiyoruz. Dünyaya yeniden haykırdı. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diye. Dünya 200 civarında ülkeden oluşuyor, elbette büyüktür.” diye konuştu.
Türkiye’nin güce sahip olmadığı takdirde bu söylemlerin lafta kaldığını anlatan Karamollaoğlu, gücün sağlam duygular, sanayi ve teknolojik yönden batılı ülkelerle aynı seviyede olmayla ilişkili olduğunu kaydetti.
Erdoğan’a destek
Karamollaoğlu, Türkiye’nin güçlü olduğu takdirde sorunları çözeceğine işaret ederek, “BM toplantısında yapılan konuşmayı tasvip etmekle beraber bunun yetmeyeceğini, ülkemizde gerekli tedbirlerin alınmasını ve yanlış politikaların terk edilmesini tavsiye ediyoruz.” dedi.
Suriye meselesine ilişkin de Karamollaoğlu, Türkiye, İran ve Rusya’nın Çankaya Zirvesi’nde bir araya gelmesinin olumlu olduğunu belirterek, “İnşallah Suriye’de yaşanan bu vahşet kısa bir zamanda içinde barışla neticelenir.” ifadesini kullandı.
Karamollaoğlu, Türkiye’de adil gelir dağılımının olmadığını savunarak, yoksulluk sınırının üstünde maaş verilmediği takdirde coğrafi bölgeler arasındaki ekonomik farklılıkların bitmeyeceğini kaydetti.
