Atillâ İlhan, aramızdan ayrılalı 14 yıl oldu… Cumhuriyet sonrası Türk Edebiyatına damga vuran şahsiyetlerden biri olan Attila İlhan’ın en bilinen yönü şairliği olsa da o, 80 yıllık ömrüne birçok sıfatı sığdırmayı başarmıştır. Daha bir lise talebesi iken başına dert açan şiir, onun hayatının derdi olacak ve o dert ile, nesilleri dert sahibi yapacaktır. Değerli sanat yaşamına sığdırdığı şiirleri, romanları, senaryoları ile büyük bir edebiyat adamı olan İlhan, aynı zamanda fikri yönü ile de uzun yıllar savaş vermiştir. Ömrünün son demlerine kadar devam ettirdiği kalemi, gazeteciliği, eleştirmenliği ve fikir adamlığı ile hem sanat hem düşünce Sana Mecburum” ve daha birçok şiirin sahibi Atillâ İlhan kimdir? Ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Çolpan İlhan’ın ağabeyi olan Attila İlhan’ın yaşamı ve eserlerine dair bilinen, bilinmeyen her şey…
Atillâ İlhan kimdir?
Bundan 93 sene evvel 15 Haziran 1925 yılında hayata gözlerini açan Attila İlhan İzmir Menemen doğumludur. Tam adı Attila Hamdi İlhan olan büyük şairin kökleri Kafkaslara kadar dayanır. Attila İlhan’ın kız kardeşi, eşi de kendi gibi ünlü olan sinema ve tiyatro oyuncusu Sadri Alışık’ın eşi Çolpan İlhan’dır. İlk ve orta öğrenimini İzmir ve muhtelif şehirlerde tamamlayan İlhan ve ailesi babasının memuriyeti nedeniyle uzun yıllar farklı bölgeler yaşadı. Şairlik yönünü aruzla yazan babası Bedri Bey’den alan Attila İlhan’ın şiirle imtihanı daha 16 yaşında bir lise öğrencisi iken başlamıştı.
16 yaşında tutuklandı…
1941 Şubatıydı, İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıf öğrencisi olan Atillâ İlhan, sevdiği kıza yazdığı mektuba iliştirdiği Nazım Hikmet şiiri nedeniyle tutuklandı. 16 yaşında ceza alan İlhan, iki ay hapis yattı. 1944 yılında karar bozulana kadar okuldan uzaklaştırıldı. Cezası feshedilir edilmez İstanbul Işık Lisesi’ne kaydoldu. Liseden sonra tercihi İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi oldu. Buradaki eğitimini yarım bırakan İlhan, artık şiirlerini yayınlamış, yavaş yavaş rüştünü ispata başlamıştı.
İlk ödülünü 21 yaşında aldı
Toplumcu şiirler kaleme alan Attila İlhan’ın ilk ödülü amcasının ondan habersiz bir şiirini yarışmaya göndermesi ile oldu. 1946 yılında usta işi sayılabilecek bir şiirini HP’nin açtığı şiir yarışmasına yeğeninden habersiz gönderdi. Sonuçlar açıklandığında herkes çok şaşırdı. Birinciliği Cahit Sıtkı Tarancı almış, üçüncü ise Fazıl Hüsnü Dağlarca olmuştu. Bu tanınmış usta iki şairin arasında ikincilik ödülünü alan ‘Cebberoğlu Muhammed’ isimli şiirin sahibi, ismini daha önce kimsenin duymadığı, 21 yaşındaki Attila İlhan’dı. İlk şiirleri Yığın ve Gün gibi dergilerde yayımlanan İlhan, ilk şiir kitabı Duvar’ı 1948 yılında kendi imkanları ile çıkarmayı başardı.
Nazım Hikmet’in peşinden Paris’e gitti…
1948 senesinde Nazım Hikmet’i kurtarma hareketine katılamak üzere Paris’e giden Attila İlhan’ın başı zaman zaman polisle derde girdi, gözaltına aldındı. Fransa izlenimleri aynı zamanda hayatı boyunca yazacağı hemen her eserlerine de bir malzeme olacaktı. 1951 senesinde Gerçek gazetesinde yayımlanan bir yazısı nedeniyle yine Paris’in yolunu tuttu. Fransa artık onun için Marksizm demekti. Paris- İstanbul- İzmir üçgeninde yaşayan İlhan adını ülke çapında duyurmaya başladı. Bu yıllarda gazetecilik ve sinema ile de haşır neşir olmaya başladı. İlk sinema eleştirisine 1953 yılında Vatan gazetesi yer verdi.
Evliliği 15 yıl sürdü…
İstanbul- İzmir habitatında yaşam sürmeye devam eden İlhan Erzincan’da askerliğinin sonunda 1977 yılında İstanbul‘a döndü. Senaryolar yazmaya bu dönemde başlayan Attila, ilk senaryolarını Ali Kaptanoğlu mahlası ile kaleme aldı. 1960 yılında Paris’e döndü televizyon ve Sosyalizmi inceledi. O yıllarda babasını kaybetti ve İzmir’e uzunca bir süre burada kalmak üzere döndü. Adını çok daha geniş kitlelere duyurmayı başaran İlhan, Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu’nu yayımladı. 1968 yılında Biket İlhan ile evlendi. Attila ve Biket çiftinin evliliği 15 yıl sürdü.
Birçok dizinin senaryosunu yazdı…
1973’te Bilgi Yayınevi’nin danışmanlığını üstlenerek Ankara’ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak’ı Ankara’da yazdı. 1981’e kadar Ankara’da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşti. İstanbul’da gazetecilik serüveni Milliyet ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet Gazetesi’nde sürdürdü. 1970’lerde Türkiye’de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri dönüş yaptı. Birçok dizinin senaryosunu yazdı. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu. Türkiye’de ilk talkshow olan ‘Çalar Saat’i de hazırlayıp sundu.
İlk 10 romanı hiçbir zaman ortaya çıkmadı…
İlk yayınladığı romanı Sokaktaki Adam olan Attila İlhan’ın daha öncesinde yazdığı 10 romanı hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Bunların neden gün yüzüne çıkmadığına dair düşüncelerini şu sözlerle ifade etti;
“… birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır.” (Düşün, Haziran 1996)
Yazarın “olgunluk dönemi” diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir- ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır. Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet’te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah’ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa bu seriyi oluşturan romanlardır.
Her romanda yer alan karakterler, Türkiye’nin tarihinde köşebaşlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden her biri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür. Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır.
An Gelir…
20 yıl kardiyoloji problemleri yaşayan Atillâ İlhan, ilk kalp krizini 1985 yılında geçirir. 2004 yılında rahatsızlığı artan İlhan, 2005 yılı sonbaharında evinde geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ve sanki büyük şair kendi ölümünü çok evvelden haber vermişti…
AN GELİR
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
Attila ölür
Atilla İlhan’ın ödülleri
– 2003 Sertel Demokrasi Ödülü
– 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği
– 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü
– Tutuklunun Günlüğü
– 2003’te “Sertel Demokrasi Ödülü”
– 2007’de vefatının ardından “Attila İlhan Bilim ve Sanat Kültür Vakfı” kuruldu.
Atilla İlhan’ın eserleri
Şiirleri: Adım Sonbahar, Adımla Nasıl Berabersem, Ağır Kan Kaybı, An Gelir, Arabesk, Aydınlık Neyin Oluyor Senin?, Ayrılık Sevdaya Dahil, Aysel Git Başımdan, Bana Bir Şimşek Çak, Bekle, Belki Gelmem Gelemem, Belma Sebil, Ben Artık Küsüm, Ben Sana Mecburum, Bence Malumdur, Böyle Bir Sevmek, Büyük Yolların Haydudu, Cebber Oğlu Memmed, Cinayet Saati, Cinnet Çarşısı, Claude Diye Bir Ülke, Delik Deşik, Diyalektik Gazel, Duvar, Elde Var Hüzün, Elimden Gelen Bu, Emirgan’da Çay Saati, Emperyal Oteli, Gece Buluşması, Gecenin Kapıları, Geç Kalmış Ölü, Geçerdi Hep, Hacı Murad’ın Ölümü, Harp Kaldırımda Aşk, Her Sabah, Yanılmak!.., Herşeyi Birden İstemek, Issızlığın Çığlığı, Işık Mezarlığı, İhtiyar Balladı, İki Yüzlü Melekler, İkinizden Hanginiz, İstanbul Ağrısı, Jilet Yiyen Kız, Kadınlar Sonbahar, Kalk Gidelim Kadınlar Balladı, Karantinalı Despina, Kimi Sevsem Sensin, Korkunun Krallığı, Mahur Beste, Memleket Havası, Muhayyer, Mustafa Kemal…, Müjgan’a Aşk Şarkıları, Nasıl Bir Sevdaysa, Saçların Örülmüş Olmalı, Salı Sabaha Karşı, Sen Benim Hiçbir Şeyimsin, Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken, Sokaklarda Mızıka Çalma Çocuk, Yağmur Gemileri, Yağmur Kaçağı, Yalnızlık Şiiri…
Televizyon dizileri:
Teleflaş / Kanal 6 (1991)
Sekiz Sütuna Manşet (1982)
Kartallar Yüksek Uçar (1983)
Yarın Artık Bugündür (1986)
Yıldızlar Gece Büyür (1992)
Baykuşların Saltanatı(2000)
Romanları:
Sokaktaki Adam (1953)
Zenciler Birbirine Benzemez (1957)
Kurtlar Sofrası (1963)
Aynanın İçindekiler serisi Bıçağın Ucu (1973)
Sırtlan Payı (1974)
Yunus Nadi Roman Armağanı Yaraya Tuz Basmak (1978)
Dersaadet’te Sabah Ezanları (1981)
O Karanlıkta Biz (1988)
Allah’ın Süngüleri: Reis Paşa (2002)
Gazi Paşa (2006)
Fena Halde Leman (1980)
Haco Hanım Vay (1984)
O Sarışın Kurt (2007)
Yengecin Kıskacı (2001)