Leyla Gencer, 20. Yüzyılın en büyük ve mühim sopranolarından birisi olarak görülen Türk opera sanatçısıdır.
Avrupa’da “La Diva Turca”, “La Gencer”, “La Regina” olarak bilinen Gencer, hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde dinleyenlerden büyük takdir ve beğeni toplamıştır.
T.C. Devlet Sanatçısı olan Gencer, 1928 senesinde Polonezköy’de hayata merhaba dedi. Babası Safranbolulu Hasanzade İbrahim Bey annesi ise Polonyalı Katolik bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska’dır.
Gencer’in ailesi sonradan Çeyrekgil soyadını aldı. İbrahim Bey ile evlenen annesi evlilikten sonra Müslüman oldu ve Atiye ismini aldı.
Babası İbrahim Bey ve ağabeyi Hüseyin Çeyrekgil, çiftçilik, balıkçılık, taşımacılık ve Çubuklu suyunun işletmesini yapıyordu.
Babası ve abisi aynı zamanda Lale Sineması’nın işletmeciliğini üstlenmişti ve Karaköy’de de hanları vardı.
Leyla Gencer, babasını genç yaştayken kaybetmiştir. 1946 senesinde varlıklı bir bankacı olan İbrahim Gencer ile dünya evine girdi.
Leyla Gencer 10 Mayıs 2008 tarihinde Milano’da evinde kalp ve solunum yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetmiştir.
Gencer’in naaşı 12 Mayıs tarihinde vasiyeti üzerine kalabalık bir tören sonrasında krematoryuma götürüldü ve yakıldı.
Gencer’in külleri daha sonra da İstanbul’a getirildi. Yine vasiyeti üzerine külleri 16 Mayıs tarihinde Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasında düzenlenen tören sonucunda boğaz sularına döküldü.
Düzenlenen törende Mozart’ın Requiem’inden “Lacrimosa” ile Ahmed Adnan Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu”‘nun 5, 12 ve 13. bölümleri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu tarafından seslendirildi.
