Bir süre önce annesi ve oğlu ile Londra’ya yerleşen burada yaşamaya başlayan Esra Akkaya, Çin’in Vuhan kentinde başlayan ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüsten korunmak için ailesiyle Türkiye’ye döndü. Son uçakla ülkeye dönen Akkaya, yaşadığı süreci ve oğlunun okuluyla ilgili merak edilenleri de sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaştı.
Esra Akkaya: Son uçakla gelebildik
Oğlu ve annesiyle Türkiye’ye gelen oyuncu, sosyal medyada paylaştığı videoda şunları söyledi: “Son uçakla gelebildik. En önemlisi annemi getirebildim. Herkes ‘Oğlunun okulu ne oldu?’ diyor. Can’ın okuluna yazı yazdım, dedim ki ‘Benim annem var ve ülkem kapıları kapatacak. Annemi götürmem gerekiyor.’ Onlar da anlayışla karşıladı.”
14 gün karantinada kalacaklar
Sağlık Bakanlığı Fahrettin Koca’nın yurt dışından dönen vatandaşların kendilerini evlerinde izole etmesi gerektiği yönündeki çağrısına uyan Akkaya, annesi ve oğluyla 14 gün boyunca evden çıkmayarak kendilerini karantinaya aldıklarını söyledi. Akkaya’nın annesi ise oluşabilecek tüm hastalıkların önüne geçebilmek için evini dip bucak temizleyerek dezenfekte etti.
Esra Akkaya’nın oğlu Can Alex’le hikâyesi…
Bir dönemin fenomen dizisi Mahallenin Muhtaraları’nın Şirin’i olarak girdi hayatımıza Esra Akkaya. Gerçi onun oyunculuğu daha eski ama bu rolle onu tanıyıp sevdik.
2008 yılında Harun Uygural ile evlenen oyuncu, güzel bir aile hayatı sürüyordu. Hatta bu aileyi çocukla taçlandırmak için de can atıyordu.
Tüp bebek yöntemini defalarca denedi. Bir süre sonra çocuk isteği gerçek olmak üzereydi çünkü ikiz bebek beklediğini öğrendi. Her şey yolunda giderken hamileliğinin 5. ayında maalesef bebeklerini kaybetti.
Fakat bu üzücü olay, onun anne olma isteğini asla köreltmedi. Eşiyle birlikte onlara ait olan bir “hediye”yi bulmak için yola koyuldular…
Önce Türkiye’den evlat edinmeyi denedi Esra Akkaya. Fakat yaşı 44 olduğu için ve çeşitli sebeplerden ötürü bunu gerçekleştiremedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurdu. Afrika’dan bir bebeğe annelik yapma isteğini bildirdi.
Daha önce Afrika’dan evlat edinen bir ailenin rehberliğinde Etiyopya’nın yolunu tuttular karı koca. Karı koca olarak gittikleri bu yolculuktan da anne, baba, çocuk olarak da döndüler.
300 çocuğun kaldığı yurtta kendi çocuğunu aramış tek tek ve hissederek…
Önce bir kız bebek önermişler kendisine. “Çok tatlı bir şeydi ama benim çocuğum değildi! Harun da aynı şekilde hissetti. İçimiz acıdı ama durum buydu” diyor. Bir umutsuzluğa kapılıp kapıdan çıkmışlar. Fakat eşi Harun “Esra, tekrar bir içeri girip bakar mısın?” demiş.
Odanın köşesinde sessizce uyuyan 2,5 aylık bir bebeği görünce içi kıpır kıpır olmuş ve tam da o sırada o bebek uyanıp Esra’nın gözlerine bakmış!
Bebek, onların kucağına gelir gelmez huzur içinde sarılmış ve uyumuş. İşte o an “Oğlumuzu bulduk!” diye sevinçten avaz avaz bağırmışlar.
Etiyopya’dan Türkiye’ye döndükleri zaman Esra’nın ailesi ve herkes “O benim canım!” diye sevdiği için bu sevimli minnoşun ilk adı Can olmuş.
İkinci adı olan “Alex”in sebebini ise tahmin etmek hiç de zor değil: Çünkü Harun Bey koyu bir Fenerbahçeli ve Alex de Souza hayranı!
Can’ın biyolojik ailesinin geçmişiyle ilgili bir kayıt bilinmiyor. Yani onun hikayesi aslında tam olarak Esra ve Harun çifti ile başlamış.
Can Alex kendisi için “Ben Afrikalı bir Türküm” diyormuş…
Annesi Esra onu “Çok tatlı, çok huzurlu ve çok meraklı bir çocuk” olarak tanımlıyor. Bu arada Harun Uygural ile Esra Akkaya’nın evliliği 2013 yılında son buldu ancak Can babasını sık sık görüyor ve sürekli bir araya geliyorlar.
Can Alex her şeyin farkında. “Beni kim doğurdu anne?” diye sorduğunda Esra “Afrikalı bir abla. Ve ona çok teşekkür ediyorum! Seni o doğurdu ama sen benim oğlumsun, hep öyleydin.” diye cevap vermiş. Can’a pedagogların yönlendirmesiyle anlatmışlar her şeyi. Can da şu an “Ben annemi seçtim, babamı seçtim. Onlar de beni seçti” diyor.